Kimi sabahları sütyen takmadan evden çıkamaz. Kimi ise yıllar önce rafa kaldırmıştır sütyenlerini. Peki bu küçük parça neden bu kadar büyük anlamlar taşıyor?
Sütyen takmak, artık sadece destek ya da estetik meselesi değil. 2025’te kadınların sütyene bakışı, alışkanlıkların ötesine geçerek, bir konfor manifestosuna ve kişisel tercihlere dönüşüyor.
Eskiden normdu: Evden çıkmadan sütyen takılırdı. Üstelik tel destekli, sıkı kapatmalı modeller çoğu zaman konfordan çok "şart" gibi görülürdü.
Ama artık değil.
Yeni jenerasyonun büyük kısmı, sütyeni yalnızca "gerekli" olduğu zamanlarda tercih ediyor. Evdeyken, çalışmıyorken, hatta bazıları dışarıda bile giymemeyi tercih ediyor.
Artık sütyen, yalnızca giyilmek zorunda olunan bir iç giyim değil, bireysel tercihlerin sembolü. Ve markalar, bu değişimi çoktan fark etti bile.
Bralet sütyenler ve desteksiz modeller artık kadınların gardırobunda ilk sıralarda. Çünkü kullanıcılar sütyenlerinde:
Destekli sütyenler ise artık daha yumuşak yapılarla, konforla şıklığı buluşturuyor.
Kadınlar sütyeni sadece görünmeyen bir parça olarak değil, kendilerine sundukları bir hediye gibi düşünüyor. Bu yüzden tercihleri ruh haline göre şekilleniyor:
Klasik tavsiyeler "göğüs şekline göre sütyen seçin" dese de, asıl farkı yaşam tarzı belirliyor. Gün boyu hareket halinde olanlar için toparlayıcı sütyenler, omuzsuz kombinler için ise straplez sütyenler öne çıkıyor.
Artık o rahatsız eden dikiş izlerine, tellerin batmasına, sıkı lastiklere katlanmak zorunda değilsin.
Çünkü özgüven, dış görünüşten çok, içte hissettiklerinle başlıyor. Ve doğru sütyen seni olduğun gibi hissettiren o ilk adımdır.
Sütyen takmak artık bir zorunluluk değil. Takmak istiyorsan, senin için en konforlusu olmalı.
Kendine iyi davranmanın, stilinden ödün vermeden rahat etmenin ve kendi bedeninle barışmanın en şık yolu: Tüm sütyen modellerini incele